




Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Uzun bir kışın sonunda

O yıl New York'ta kış, Nisan'ın sonuna kadar uzamıştı. Kör olduğum ve
yalnız yaşadığım için çoğunlukla evde kalmayı yeğledim

Sonunda bir gün soğuk hava gitti; bahar kendini gösterdi. Hava coşkulu
bir kokuyla dolmuştu. Arka bahçeye bakan pencerenin önünde küçük, neşeli
bir kuş devamlı cıvıldıyor, sanki beni dışarıya çağırıyordu.

Nisan
ayının değişken havasını bildiğimden kışlık mantoma sarıldım. Fakat
havanın ılıklığını içimde hissedince, yün kaşkolumu, şapka ve eldivenlerimi
bıraktım. Üç çatallı bastonumu alıp neşeyle sundurmaya çıktım ve kaldırımın
yolunu tuttum.

Yüzümü güneşe doğru kaldırıp, onu selamlayan bir gülümseme sundum.

Sessiz çıkmaz sokağımızda yürürken kapı komşum "Merhaba" diyerek seslendi
ve gideceğim yere götürmeyi teklif etti:

"Hayır, teşekkür ederim. Şu bacaklar bütün kış dinlendi. Eklemlerimin
harekete ihtiyacı var. Bu yüzden yürüyeceğim" diye cevap verdim.

Köşeye vardığımda alışkanlıkla durdum. Birinin gelip yeşil ışık yandığında
beni karşıya geçirmesini bekledim. Nedense bu sefer, öncekilere göre
daha uzun süre beklemiştim ve hâlâ hiç kimse teklifte bulunmamıştı.

Sabırla beklerken, eskiden hatırladığım bir melodiyi mırıldandım; çocukken
öğrendiğim "Hoş geldin bahar..." şarkısıydı.

Birden güçlü bir erkek sesi konuştu: "Sesinizden çok neşeli bir insan
olduğunuzu hissettim. Sizinle caddeyi birlikte geçme şerefini bağışlar
mısınız bana?"

Kibarlıkla iltifat görünce gülerek başımı salladım ve duyulabilir bir
sesle "Evet" dedim.

Kibarca koluma girdi ve birlikte kaldırımdan yola indik. Yavaşça yolun
karşısına geçerken, konuşulabilecek en iyi konudan, havadan konuştuk.

Adımlarımızı birlikte atarken hangimiz rehber, hangimiz yardım alıyor,
belli olmuyordu. Yolun karşısına varmamıza az kala ışığın değiştiğini
anlatırcasına kornalar sabırsızca çalınmaya başladı. Kaldırıma çıkmak
için birkaç çabuk adım daha attık.

Ona dönüp, bana eşlik ettiği için teşekkür etmek üzere ağzımı açmıştım
ki, ben daha bir şey söylemeden o konuştu:
"Bilmem farkında mısınız? Sizin gibi neşeli bir insanla karşıya geçmek
benim gibi bir kör için ne kadar muhteşem bir şey..."

O bahar gününü hiç unutmayacağım.

Charlotte Wechler

"Bazen evrende kendimizi en yalnız hissettiğimizde, sıkıntımızı atlatmak
ve farklılığımızı ve yalnızlığımızı hafifletmek için Tanrı bize, aynadaki
aksimiz gibi bir ikiz gönderir."



Diğer yazılar için tıklayın
|

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|