



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR
|

Hipnoz
Günümüzde,
özellikle tıbbın ve dolayısıyla ilacın yararlı olamadığı çoğu
durumda hipnoz, insanlığa yardımcı olmaktadır. Hipnozun
bütün dünyada analjezik, anestezik ve psikolojik
tedavide kullanıldığı bilinmektedir. Örneğin, psikojen
kökenli ağrılarda, allerjik bünyeler ve organizmanın kimyasal
tedaviye elverişli olmadığı durumlarda hipnoz, diğer tıbbi
metodların yanında yer almaktadır. Söz gelimi tüm fobileri ilaçla
tedavi edebilmek mümkün değildir. Belki uzun zaman alan psikoterapi
seansları ile fobiler önlenebilir fakat hipnoterapi ile
çok kısa sürede hastalar bu şikayetlerinden kurtulabilmektedirler.

Çeşitli alışkanlık ve davranış bozukluklarının giderilmesinde
hipnoterapinin yararı bugün hemen tüm dünyada kabul
edilmektedir. Ayrıca hipnoz, tıbbi tedavinin yanı sıra
eğitim, güzel sanatlar ve sporda etkili bir
metod olarak uygulanmaktadır.

Fakat ne yazık ki günümüzde hipnoz, bazıları "hipnozcu",
bazıları medyum olarak adlandırılan ve psikolojik tedaviler konusunda
hiçbir ehliyeti olmayan kişiler elinde sömürülmektedir.

Hipnoz
Nedir?
Hipnoz kelimesi eski Yunancada "hypnos=uyku" anlamına
gelir. Ancak hipnoz bir uyku hali olmayıp, aksine
uyanıklık halidir. Elektroensefalografi (EEG) kullanılan
modern araştırmalarda elde edilen beyin ritm örnekleri,
hipnotize edilmiş bir kişinin, uyku ile uyanıklık arasında
olduğunu göstermektedir. Hipnotizma ise; hipnoz yaparken
kullanılan tekniklerin tümüdür. Türk Dil Kurumu'nun Türkçe
sözlüğünde hipnoz, "Sözle, bakışla, telkin yapılarak meydana
getirilen bir çeşit uyku hali ki, bu halde uyuyan kimse (denek),
uyutanın etki ve telkinlerine açık, fakat dış dünyanın başka etkilerine
karşı kapalıdır." şeklinde tarif edilmektedir.

Hipnoz'un Tarihçesi
İlkçağlarda insanlar, hipnoz ve benzeri yöntemleri bilmeden
kullanmışlardı. Günümüzde geleneksel yaşam tarzını sürdüren toplumlarda
da böyle olaylar görülmektedir. Ritmik tam-tam seslerinin, monoton
dini şarkıların ve dansların yarattığı ruhsal durum, insanları
hipnotik hale ulaştırmakta, bu durumdaki insanlar da kimi
zaman çok şaşırdığımız olayların kahramanları olmaktadır. Örneğin;
böyle insanlar ateş üzerinde yürüyebilmekte, uzun süre toprak
altında ölü gibi gömülü kalabilmektedirler.

Hipnozun
insanlar tarafından kullanılmaya başladığını gösteren ilk yazılı
belgelere eski Yunan'da rastlamaktayız. M.Ö. 1400-1300 yıllarından
kalan dua taşlarında telkinle ilgili bilgilere rastlanmaktadır.
Eski Yunan'da hipnoz, gerginliklerin giderilmesinde ve
bazı histerik durumların tedavisinde kullanmıştır. Eski Galyalılar
ise hipnoza "sihirli uyku" demişler ve onu, siğili olan
kişilerin tedavisinde kullanmışlardır. Uzakdoğu dinlerinde ise
bu gibi olaylar çok eskiden beri bilinmekte ve uygulanmakta idi.
Hinduizm, Budizm gibi dinlerde otohipnoz
başta olmak üzere her türlü psişik ve parapsişik
olaylar görülmekte idi. Avrupa'da ise hipnoz, 1760 yılına
kadar halk tarafından bilinmiyordu. Hipnozun kitlelere
yayılmasını sağlayan kişi, onu tedavi vasıtası olarak kullanmanın
yanı sıra bir gösteri haline de getirmiş olan, Franz
Anton Mesmer'dir. Mesmer, hipnoza "hayvan manyetizması"
adını vermiş ve bütün hastalıkların bu hayvan manyetizmasının
dengesinin bozulmasından kaynaklandığını söylemiştir. Mesmer
birçok hastasında çarpıcı gelişmeler de elde etmiştir. O günlerde
bilim adamları Mesmer'in metodunda faydalı bir şey göremediler
ve onu ciddiye almadılar. Hatta hipnozu bir şarlatanlık
olarak gördüler. Geleneksel tıp çevreleri 1900'lü yıllara kadar
hipnozu ihmal etti. 19 yüzyılda bir İngiliz cerrah olan
James Braid, hipnotizmayı başlı başına bir olay
olarak ele aldı ve ilk defa hipnoz kelimesini kullandı.
Braid, birçok büyük ameliyatta hipnozu kullanmıştır.

Braid'in takipçilerinden Liebeault, sabit bakış
metoduna, sözle telkini de katarak uzun süre hipnotizmayı
başarı ile uygulamıştır. Daha sonra Prof. Bernheim, yaptığı
denemeler sonunda Liebeault'un metodunu benimseyerek bu
yoldaki çalışmalara devam etmiştir. Pierre Janet ise, telkin
ile hipnoz'un ayırımını yapan ilk düşünür olmuştur. Başlangıçta
Janet ile aynı görüşte olan Sigmund Freud, psikanaliz
açısından hipnozu ele alıp açıklamıştır. Freud,
arkadaşı Breuer ile birlikte hipnozu hastalıkların
tedavisinde kullanılacak bir metod olarak benimsemiştir. Ancak
nevrozlu hastalar üzerinde yaptığı uygulamalarda olumsuz sonuç
alması, onun bu metodu terketmesine sebep olmuştur. Daha sonra
"serbest çağrışım" metodunu kullanarak üne kavuşmuştur. 1955'de
İngiliz Tıp Birliği (British Medical Association) ve 1958'de Amerikan
Tıp Birliği (American Medical Association), hipnozun, tıpta
kullanılabileceğini kabul etmişlerdir. Günümüzde dünyanın birçok
yerinde hipnozla ilgili araştırmalara devam edilmektedir.

Devamı
|
|

ALTERNATİF TIP  A.T
EDİTÖRÜ'NDEN
 A.T
HABERLER

AKUPUNKTUR

ALEXSANDER
TEKNİĞİ

AROMATERAPİ

ASED

AYURVEDA

BİYOTERAPİ

ÇİGONG

FENG
SHUİ

HAREKETLİ
KUVVET

HOMEOPATİ

HİPNOZ

KİNESİOLOJİ

KİROPRAKTİK

KRİSTAL
TERAPİ

REİKİ

REFLEKSOLOJİ

RENKLERLE
TERAPİ

SHİATSU

T'Aİ
CHİ CH'UAN

VEDİK
ASTROLOJİ

YOGA
Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|