En Büyük Başarı Kendin Olmaktır

Hani
bazı şeyler gözümüzün önünde şekil değiştirir ya, işte öyle bir şey
okuyaaksınız. Ama bu şekil değişikliğinin ille de fiziksel olması gerekmiyor.
Ruh halindeki hızlı değişimler de bizi aynı fizikî değişimlerde olduğu
kadar şaşırtabiliyor. Bunu gözlemlemek kolay ama burkuyor insanın içini.
Bir arkadaşımız iki haftadır yoğun bir motivasyon içindeydi. Her sabah
işe geliyor ve üşenmeyip yakın çevresine günaydın demek için odalarımızı
dolaşıyor, bizi mutlu etmek amacıyle minik armağanlar getiriyordu. Davranış
biçimi ruhumuzun okşarken, fiziksel olarak da her zamankinden daha sevimli
göründüğü için göz zevkimizi de tatmin ediyordu. Her zaman alıştığımız
spor giyim tarzının daha farklı ve oldukça hoş giyiniyordu. Gözlerinin
içi gülüyor ve hepimizi etkisi altına alan negatif enerjiden bizi sıyırmak
uğraşıyordu. Sanki ufak çaplı bir misyon üstlenmiş gibiydi.
Bizler ise ona gülümsemeye çalışırken bile " Ama.." diye başlayan olumsuz
cümleleri sarfediyorduk. Nasıl böyle pozitif olabildiğine için için
sinirlenmiyor da değildik. O ise bize "Ne derseniz deyin beni aşağıya
çekemezsiniz" diyerek gülümsüyordu. Olan biten yaşanan tüm tatsızlıkları,
ülkemizin ekonomik sıkıntılarını, bunun birey olarak hepimize yansımasını,
terördü, savaştı mavaştı, hepsini o da biliyordu. Yani kavanoz içinde
yaşamadığı gibi aldırış etmeyen biri de değildi. Baktık onu ikna edemiyoruz,
başladık dedikoduya; "Seni böyle motive eden kesinlikle aşk olmalı,
insan ancak aşık olunca böyle çiçeğe böceğe kafasını takar" dedik.
Güldü ve "Evet!" dedi, " Evet aşık oldum!.
"Kime ?" sorduk.
Ağzını doldura doldura ve gayet kendinden emin bir sesle "Kendime!"
dedi.
Ne kadar haklıydı. Yaşadığımız kişisel ve toplumsal tüm problemler kendimizi
görmeyi ve hissetmeyi unutturuyor. Bir çarka kaptırıp gidiyoruz. Kendimizden
tat almayı unutuyoruz. Oysa bunun için ne çok sebebimiz var. Mutlaka
her şeyin dört dörtlük olması gerekmiyor.
Sağlıklı mıyız?
Elimiz iş tutuyor mu?
Fikir üretebiliyor ve uygulayabiliyor muyuz?
Dostlarımız var mı doya doya sohbet edecek?
Can dostlarımız ve ailemiz var mı hayatı paylaşacağımız? Kaybettiğimiz
yakınlarımızın yerine oturtmaya çalıştığımız, doğuştan değil, sonradan
kendi seçtiğimiz akrabalarımız var mı?
Renklerimiz yok mu üzerimizde taşıyarak güzelleşebileceğimiz, hayallerimizi
süsleyebileceğimiz?
Çiçekleri yok mu bize ait olmasa da doğa da olan ve kopartmadan koklayabileceğimiz?
Varsın zorluklar olagelsin. Sınavdır belki de, gelir geçer. Geçmese
de alıştırır, bizim zorluklarımız olur.
Yeter
ki kendimizle barışık olalım. Yeter ki aynalara her ne olursa olsun
gülümseyebilelim. Varsın derinlere inemeyen sığ insanlar bize deli desin.
Çok akıllı olup bunalmaktansa, deli olup hayatı şakayla karışık yaşayarak
yol alalım. İyilikler kadar sıkıntılar, zorluklar, kayıplar da insanlar
için. Tünelin en karanlık noktası aydınlığa en yakın olan anıdır. Yeter
ki zor zamanları kendimize ve çevremize küsmeden geçirelim. Olabildiğince
mutlu ve pozitif olalım.
Negatif olmak çevreye çok çabuk bulaşıyor. Söz konusu arkadaşım etraftan
gelen negatif enerjiye iki hafta dayanabildi. Dün odama gelip "Bana
enerji ver, kendimi düşük hissediyorum." dedi.
Buyrun bakalım.
Kendine aşkı mı bitti? Hayır, sadece pozitifi bize o kadar çok
verdi ki, kendi enerjisini düşürdü. Oysa bizler almayı bilseydik, ondan
yayılan bizden yayılanla birleşecek ve daha büyüyecekti. Yani paylaştıkça
çoğalacaktı.
Öyleyse etrafımıza hemen gülümseyelim. Belki de ilk başta sahte gibi
olacak ama sonra içten geldiğini göreceğiz. Kendimize aşkımızı hiç kaybetmeyelim
ve bu aşk oldukça herşeyin üstesinden geleceğimizi unutmayalım. Kendimizi
şımartmayı ihmal etmeyelim. Küçücük şeylerle bile olsa: Bir kahve, bir
kadeh şarap, bir kurabiye, bir film, bir kıyafet, bir kitap, bir dost
paylaşımı, bir kucaklaşma, ne şekilde olursa olsun kendimizi ödüllendirmektir.
***
Steve Goodier şöyle söylüyor:
"Başarıların ne olursa olsun, en büyük başarın mümkün olabildiğince
kendin olmaktır. Dünyayla uyum içinde olabilmek için kendin ol. Bu meydan
okuyan bir iştir. Ve bunu senin kadar kimse yapamaz..."

Diğer yazılar için tıklayın