




Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Nergis İlkesi

Kızım defalarca telefon edip, "Anne, zamanları geçmeden gelip nergisleri
görmelisin" demişti. Aslında gitmek istiyordum, ama Laguna'dan Arrowhead
Gölü neredeyse iki saatlik araba mesafesindeydi. Biraz gönülsüzce, "Haftaya
Salı geleceğim" diye söz verdim. Çünkü bu üçüncü telefon edişiydi.

Ertesi Salı yağmur ve soğukla birlikte geldi. Ama ne çare, söz vermiştim
bir kere ve bu yüzden arabaya atlayıp gittim. Carolyn'in evine girip
kızımı kucakladıktan ve torunlarımla hasret giderdikten sonra dedim
ki, "Nergisleri boş ver Carolyn! Yol sisten görünmüyor. Zaten şu anda
seni ve çocukları o kadar çok özlemiş durumdayım ki bir metre daha araba
kullanmayı düşünmüyorum!"

Kızım sakince gülümsedi ve "Biz her zaman böyle havalarda araba kullanıyoruz,
anneciğim" dedi. Bense, "Hava açılmadan dünyada tekrar yola çıkmam.
O zaman da doğru evime döneceğim!" diye kararlı bir şekilde konuştum.

Carolyn, "Arabamı almak için beni garaja kadar götürebileceğini düşünmüştüm"
deyince "Ne kadar mesafede?" diye sordum. "Sadece birkaç yüz metre ötede"
dedi Carolyn. "Tamam o zaman, götürürüm. Nasılsa bu kadar yola alışığım"
dedim.

Yola çıktıktan birkaç dakika sonra "Nereye gidiyoruz biz? Bu yol garaj
yolu değil!" diye sordum. Carolyn gülerek, "Garaja uzun yoldan gidiyoruz"
dedi, "Nergislerin yolundan..."
"Carolyn!" dedim sert bir sesle, "lütfen geri dön."
"Tamam anne", dedi Carolyn, "inan bana; bu fırsatı kaçırırsan kendini
asla bağışlamazsın."

Yirmi dakika kadar sonra küçük bir çakıl yola saptık ve ileride bir
kilise gördüm. Kilisenin diğer ucunda elle yazılmış "Nergis Bahçesi"
yazısı vardı. Arabadan çıkarak her birimiz bir çocuğun elinden tuttuk
ve patikadan aşağı doğru yürüyen Carolyn'i takip etmeye başladım.

Patika yolun dönemeç yaptığı yeri döner dönmez gördüklerim karşısında
nefesim kesildi. Dünyanın en göz alıcı görüntüsü gözlerimin önünde uzanıyordu.
Sanki birisi koca bir kazan dolusu altını alıp dağın zirvesinden aşağıya,
yamaçlarına doğru boca etmişti. Çiçekler görkemli bir şekilde, helezonlar
halinde, koyu turuncu, beyaz, limon sarısı, somon pembesi, hardal ve
krem, rengarenk, adeta kurdeleler gibi ardarda dizilmişlerdi. Aynı renkteki
çiçekler bir arada ekilmiş olduğundan, her biri kendi rengindeki bir
ırmağı andırırcasına akıp gidiyordu.

Beş dönüm çiçek vardı. "Fakat, bütün bunları kim yaptı?" diye sordum
Carolyn'e.
"Sadece bir tek kadın" diye cevapladı, "Kendisi de burada yaşıyor; burası
onun evi."
Tüm o ihtişamın ortasındaki küçük ve mütevazı, iyi bakılmış, A şeklindeki
bir evi gösterdi. Eve doğru yürüdük. Evin girişindeki bahçede bir tabela
gördük: "Cevaplayabildiğim Kadarıyla Soracaklarınızın Yanıtları"
yazıyordu tabelada.

İlk yanıt basitti, "50.000 çiçek soğanı" diyordu.

İkinci yanıt, "Hepsi birer birer, bir kadın tarafından. İki el, iki
ayak ve birazcık akıl ile."

Üçüncüsü, "1958'de başlandı" idi.

İşte, "Nergis İlkesi" buydu...

O an benim için hayatımı değiştirecek bir deneyim oldu. Hiç görmemiş
olduğum bu kadıncağızı düşündüm, aşağı yukarı kırk yıl önce bu işe koyulan,
her seferinde bir çiçek soğanı ekerek, görülmesi bile zor bir dağa göz
zevkini ve neşesini getirmiş olan o kadını. Ama, her seferinde tek bir
çiçek soğanı ekerek, yıllar boyu süren çabası sonucunda dünyayı değiştirebilmişti.

Bu bilinmeyen kadın, içinde yaşadığı dünyayı ebediyen değiştirmişti.
Tarifi zor bir büyülü ortam, güzellik ve ilham yaratmıştı. Onun nergis
bahçesinin öğrettiği ilke, en çok bilinen prensiplerden biriydi. Yani,
maçlarımıza ve arzularımıza doğru her seferinde bir adım atarak -daha
çok küçük birer adım atarak- ulaşmayı öğrenmek, bir iş yapmayı sevmesini
öğrenmek ve zaman birikiminin nasıl kullanılacağını öğrenmek.

Zamanın küçük parçacıklarını ufak günlük çabalarımızla çarptığımız zaman,
kendimizin de muhteşem şeyler yapabileceğimizi görürüz. Biz de dünyayı
değiştirebiliriz.

Yine de bu beni biraz üzüyor" dedim Carolyn'e, "bizi uğraştırmalarına
kızarız. Deriz ki, eğer bu devreyi atlatırlarsa, çok daha mutlu olacağız.
Eşimizin işlerinin iyi olması halinde, daha güzel bir araba aldığımız
zaman, güzel bir tatile çıkabilirsek, ya da emekli olursak, yaşantımızın
eksiği kalmayacağını kendimize anlatır dururuz.
Gerçek şudur ki, daha fazla mutlu olabilmemiz için içinde bulunduğumuz
andan daha iyi bir zaman yoktur.

Eğer şimdi mutlu olmayacaksak, ne zaman olacağız?

Yaşantınızda her zaman bir çok şeyle mücadele edeceksiniz. En iyisi
bunu kabul etmeniz ve ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermenizdir.

Mutluluk bir yoldur. Bu nedenle, yaşadığınız her anı bir hazine gibi
yaşayın, sizin için "zamanı birlikte yaşayacak kadar özel olan" kimselerle
geçirdiğinizi düşünerek hazinenize daha sıkı sarılın... Ve unutmayın,
zaman hiç kimseyi beklemez.

İşte
bunun için beklemekten vazgeçin...
Evinizin ya da arabanızın ödemelerinin bitmesini
Yeni bir ev veya araba alacağınız günü
Çocuklarınızın evden ayrılacakları günü
Tekrar okula dönmeyi
Okuldan mezun olmayı
10 kilo vermeyi ya da almayı
Evlenmeyi
Boşanmayı
Çocuklarınızın doğmasını
Emekli olmayı
Yazın gelmesini
Baharı
Kışı
Güzü
Ölümünüzü ...beklemekten vazgeçin!

Mutlu olmak için şu andan daha uygun bir zaman yoktur.

Mutluluk yolculuktur, gidilecek yer değil. Bu yüzden, sanki paraya ihtiyacınız
yokmuş gibi çalışın, hiç incinmemişsiniz gibi sevin ve sanki hiç kimse
sizi seyretmiyormuşçasına dans edin.

Diğer yazılar için tıklayın
|

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|