




Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Hacer Menekşe

Kendini
bildi bileli mor menekşeyi çok severdi. Çocukluğunun geçtiği iki katlı
evin bahçesinde bahar geldiğinde mor mor açar, mis gibi kokarlardı.
Annesi mor menekşeleri hep duvar kenarına dikerdi. "Gölgeyi sever
menekşeler" derdi. Oysa öğretmeni bitkilerin güneş ışınları ile
fotosentez yaptığını anlatmıştı. Bitkiler güneş ışığına muhtaçtı.

"Mor menekşeler ne tuhaf bitkiler, her bitki güneşi severken, onlar
neden gölgeyi tercih ediyorlar" diye düşünürdü Hande... Küçük,
ufacık aklı ile aslında menekşelerin diğer çiçeklerden farklı olduğunu
keşfetmişti, işte belki de menekşeler bu yüzden bu kadar güzeldi.. Küçücük
kafası o gün, "herkesten farklı olursan, bu hayatta değerli olursun"
yargısına varmıştı. Daha o yıllarda farklı olmak için uğraş vermeye
başladı.

İlkin, kimsenin yanına oturmak istemediği "Hacer'in yanına oturmak istiyorum
öğretmenim" diyerek başladı farklılıklarla süren hayatı. Hacer bile
şaşırmış şaşkın şaşkın bakıyordu onun yüzüne. Hacer çok dağınık, biraz
anlama zorlukları olan, problemli bir ailenin kızı idi. Hande ise mühendis
Kamil Beyin biricik kızı... Öğretmen pek oturtmak istemedi önce Hacer'in
yanına Hande'yi. Hande ısrar ediyor, Hacer'in yanına oturmak istiyordu.
Daha sonra bir tatsızlık çıkmasın diye öğretmen Hande'nin annesini çağırdı.

Annesi eve geldiklerinde Hande'ye sordu: "Neden yavrum Hacer'in yanına
oturmak istiyorsun?" Hande cevap verdi: "Geçen baharda menekşeler ekiyorduk
hani anne, o gün sen bana menekşeler güneşi sevmez demiştin, oysa her
bitki güneşi sever... Menekşeler farklı... Belki de bu yüzden bu kadar
güzeller. Hacer'in yanına kimse oturmak istemiyor; ben farklı olmak
istiyorum. Belki Hacer de güzeldir, onu fark etmek istiyorum" dedi.

Hande'nin annesinin ağzı açık kalmıştı. İlkokul 4. sınıf öğrencisi kızının
olgunluğuna hayran olarak "Peki kızım kimin yanında istersen oturabilirsin"
dedi...

Pazartesi Hande Hacer'in yanında oturmaya başladı. Hem Hande tedirgindi,
hem Hacer. Birbirleri ile hiç konuşmuyorlardı. Diğer kızlar da soğumuştu
Hande'den. Nasıl Hacer gibi dağınık, bir şeyi iki kere anlatma ile anlayan
fakir bir kızın yanına oturmayı istemişti... Doktor Cemal Bey'in kızı
Esin idi en çok alınan. Anne babaları her hafta sonu görüşüyorlar, Hande
ve Esin birlikte oynuyorlardı her Pazar. Nasıl olur da kendi yerine
Hacer'i seçerdi? Çok gururu kırılmıştı Esin'in. Hande ile konuşmuyordu.

Bir gün Hande ve ailesi, Esinlerle dağ köylerinden birinde açılan bir
panayıra katılmak için sözleştiler. Hande gene Esin'in somurtacağını
bildiği için gitmek istemiyordu. İçin için Hacer'e kızmaya da başlamıştı,
arkadaşları ile arasının bozulmasına sebeb olmuştu. Neden sanki bu kadar
dağınıktı, neden her şeyi iki kerede anlıyordu? Yoksa aptal mıydı?

Sonra menekşeleri hatırladı. Hemen düşüncelerinden utandı. Hacer farklı
diye yargılamamaları gerekiyordu. Hacer'in kimsenin bilmediği güzelliklerini
keşfedecekti. Buna tüm gücü ile inandı.

Tam umduğu gibi olmuştu. Esin somurtarak karşısında oturuyordu. Hande
ile konuşmuyordu. Hande'nin canı sıkılınca, biraz dolaşmak için annesinden
izin aldı. Köy yolunda yürümeye başladı. Hava iyice soğumuş ve ayaz
iyice artmıştı. Kar atıştırmaya başlamıştı, Hande karı çok seviyordu;
yürüdü,yürüdü... Köye gelmişti.

Bir evin önünde durdu. Evin penceresindeki saksıya gözü ilişti. Gözlerine
inanamıyordu, bunlar mor menekşelerdi. Ama kıştı ve menekşeler soğuğu
hiç sevmezlerdi!

Eve doğru bir adım attı. Kapıda beliren gölgeyi çok sonra fark etti:
Bu, Hacer'di... Hande'ye gülümsüyordu. "Hoşgeldin Hande" dedi biraz
ürkek Hacer, "buyurmaz mısın?" Şaşkınlıkla kapıya doğru ilerledi Hande
ve içeri girdi...

Oda sıcacıktı, odun sobası her yeri ısıtmıştı. "Menekşeler" diyebildi
sadece Hande, "bu soğukta ???"

Hacer gülümsedi: "Onlar annem için, annem onları çok sever." Sonra yatakta
yatan kadını fark etti Hande. "Annen hasta mı?" dedi. Hacer: "Evet...
2 sene önce felç oldu. Ona ben bakıyorum. Bizim kimsemiz yok. Bir tek
ineğimiz var, onunla geçiniyoruz, ama tüm işler bana baktığı için derslere
çalışacak pek vaktim olmuyor" dedi Hacer utanarak. "Bir de" dedi "bizim
köyden şehre araç yok, bu yolu her gün yürüyorum. O yüzden de çok yorgun
okula geliyorum dersleri anlamakta güçlük çekiyorum..."

Hande'nin gözleri dolmuştu. Dışarıdan gelen seslerle kendine geldi.
Annesi onu arıyordu. Çok merak etmiş olmalıydı. Dışarıya koştu ve annesine
sarıldı, ağlıyordu. Bir müddet sonra "anne bu Hacer" diye tanıştırdı
sıra arkadaşını. Hacerlere gidip Hacer'in yaptığı sıcak çorbadan içtiler
birlikte. Hande annesine anlattı Hacer'in hayatını, ağlıyarak... "Bir
şeyler yapalım anne" dedi.

O hafta annesi ve Hande, Hacer'lere gidip annesi ve Hacer'i kendi evlerine
taşıdılar. Hacer artık Handelerden okula gidip geliyordu, ne dağınıktı,
ne de aptal... Sınıfın en iyi öğrencisi olmuştu.

Seneler geçti. Hacer ve Hande bir arkadaş değil, kızkardeşlerdi artık.
Mor menekşeler Hande'ye Hacer'i armağan etmişti. Hacer'e ise hem Hande'yi,
hem hayatı...

Seneler sonra ikisi de evlendi. Hacer şimdi bir doktor. Hande'den vicdanın
ne kadar önemli olduğunu öğrendi, hastalarına vicdanı ile birlikte şifa
dağıtıyor.

Hande ise bir öğretmen, çocuklara farklı olan şeyleri sevmeyi de öğretiyor...

Hande'nin bir kızı var adı 'HACER MENEKŞE'... Hayatta en çok
sevdiği iki şeye birini daha ekledi Hande.

Hacer Menekşe, teyzesi Hacer'i çok seviyor ve annesine teyzesi için
her gün teşekkür ediyor.
Lüften sevginize önyargı koymayın.
Dinleyin ve yorumlayın.
Her şey sevinceye kadar farklıdır.
Sevdikten sonra ise sevginin dili hep aynıdır...
Menekşeler kadar mavi, huzur ve barış dolu günler sizlerin olsun...




Diğer yazılar için tıklayın
|

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|