




Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR |

Rosa Parks: Sivil haklar annesi

Zenciydi,
ama ayağa kalkıp da bir beyaza yerini vermedi. Onun oturuşu, bir sivil
dayanışma ve direnişi başlattı. Sonunda yasalar değişti ve zenciler
haklarına kavuştu...

1 Aralık 1955 günü, Rosa için sıradan bir gündü. Terzi olarak çalıştığı
butikteki işlerini bitirmiş, evine dönüyordu. Otobüse ön kapıdan bindi,
parasını ödedi, indi, arka kapıdan tekrar bindi. Rosa zenciydi ve ön
kapıdan binmesi yasaktı.

Olayın geçtiği yıllarda Montgomery genelinde bir uygulama vardı. Otobüslerin
ön sıraları beyazlar için ayrılmıştı. Siyahlar ancak arka kısımda kendilerine
ayrılmış olan sıralara oturabiliyorlardı. Orta kısımda oturabilmeleri,
ancak ayakta beyaz yolcu olmadığı sürece mümkündü. Otobüse binen herhangi
bir siyah yolcu önce ön kapıdan binip parasını ödüyor, sonra inerek
arka kapıdan tekrar biniyordu-ama yeteri kadar şanslı ise! Kimi zaman
şoförler, siyah yolcunun arka kapıdan binmesini beklemeden gazlayıp
gidiyor, parasını ödemiş olan yolcu da öylece ortada kalıyordu. Rosa
böyle bir olayla 12 yıl önce, 1943 yılında da karşılaşmıştı. O zaman
Rosa'yı otobüse almadan giden şoför, şimdi tekrar Rosa'nın karşısındaydı:
James F. Blake.

Rosa'nın deyimiyle, 1 Aralık günü Blake'in yine hain bir görünümü vardı.
Ama Rosa yine de otobüse bindi. Neyse ki, bu sefer Blake Rosa'nın para
ödedikten sonra arka kapıdan tekrar binmesine fırsat verdi. Rosa otobüste
orta sıralardan birinde, bir adamın yanına oturdu. Ancak üç durak geçtikten
sonra otobüse binen beyaz yolculardan biri ayakta kalmıştı. Montgomery
kanunlarına göre otobüste orta sıralarda oturan siyah yolcuların kalkıp
ayaktaki beyaza yer vermeleri gerekiyordu. Blake de bu kanunlara dayanarak
Rosa'nın ve aynı sırada oturan diğer üç siyahın ayağa kalkmasını istedi.
Hepsi itiraz etmeden kalkarak yer verdi, ama yorgun olan Rosa oturmaya
devam etti. Gerçi yorgun olmasa da yer vermeyecekti; çünkü her gün tekrarlanan
bu sahneyi oynamaktan bıkmıştı. Blake, Rosa'nın göstermiş olduğu bu
"küstah" tavır karşısında çok sinirlendi, el frenini çekip hızla Rosa'nın
yanına gitti. Ona yerinden kalkmasını söyledi. Aksi takdirde kendisini
tutuklatacağını hatırlattı. Rosa ise çok sakin bir şekilde cevap verdi:
"Nasıl isterseniz..."

Blake, hızla otobüsten indi ve az sonra iki polisle geri geldi. Polisler
Rosa'ya neden yerinden kalkmadığını sorduklarında o, açık ve net bir
şekilde cevap verdi: "Ayağa kalkmam gerektiğini sanmıyorum." Polislere
neden bunu yaptıklarını sorduğunda "Bilmiyorum. Ama kanun kanundur ve
siz tutuklusunuz" cevabını aldı. Rosa hiç sorun çıkarmadı. Polislerden
birisi çantasını, diğeri alışveriş torbasını aldı. Birlikte polis aracına
bindiler.

Bu tarihten sonra Montgomery'de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı.

Bir dayanışma örneği Rosa'nın tutuklanma haberi, siyahlar arasında yıldırım
hızıyla yayıldı. Rosa'nın dostları hemen devreye girip kefaleti ödediler
ve Rosa aynı gün serbest kaldı. Hemen ardından annesi ve eşi Raymond'la
yaptığı görüşme, sadece kendisinin değil, Montgomery'de yaşayan bütün
siyahların kaderini belirleyecek olan bir görüşmeydi. Rosa, siyah Don
Kişot olacak, Montgomery'nin ayrımcı yasalarıyla mücadele edecekti.

Aynı gece Kadınlar Siyasal Konseyi toplandı. Toplantıda siyah çocukların
gittiği okullarda dağıtılması için el ilânlarının hazırlanmasına karar
verildi. İlân metni, kısa ve netti: "Sizden, bütün siyahlardan, tutuklama
ve yargılama hadisesini protesto etmeniz için, gelecek Pazartesi otobüslere
binmemenizi istiyoruz. Bir günlüğüne okula gitmeyebilirsiniz. Eğer çalışıyorsanız
işyerinize taksiyle veya yürüyerek gidebilirsiniz. Ama lütfen, çocuklar
ve yetişkinler, Pazartesi günü otobüse binmeyin."

Ertesi gün 35 bin ilân basıldı ve bütün şehirde dağıtılmaya başladı.
Aynı gün, otobüslerdeki bu ayrımcılığa karşı nasıl mücadele edileceğini
konuşmak üzere siyah liderler toplantıya çağrıldı. Toplantı sonunda,
Rosa'nın duruşmasının yapılacağı 5 Aralık günü otobüslere binmeme kararı
alındı. Boykotun öncüsü olarak, daha sonra efsaneleşecek bir isim, Martin
Luther King seçildi. Cuma günü geldiğindeyse, bütün şehir artık boykottan
haberdardı.

5
Aralık 1955 Pazartesi günü geldiğinde King ve diğer liderler gergin
bir şekilde güne başladılar. Yaptıkları ilk iş, siyahların boykota katılıp
katılmadıklarını tespit etmek oldu. Duraklara gidip beklemeye başladıklarında
büyük bir sürprizle karşılaştılar. Yağmurlu havaya rağmen geçen otobüslerde
tek bir siyah yolcu bile yoktu! Siyahlar gidecekleri yerlere yürüyerek,
taksi tutarak, bisikletle, hattâ katırla gidiyorlardı. Bazı siyahlar
bir araya gelerek taksi tutuyorlardı. Bazı siyah taksi şoförleri ise
taksilerini o gün dolmuş gibi işletiyorlardı; her siyahtan otobüs parası
kadar -10 cent- ücret alıyorlar, her otobüs durağında durarak gidiyorlardı.
Böylece her siyah yolcu okuluna, işine vaktinde yetişebiliyordu.

Bu sırada Rosa'nın duruşması başlayıp bitti. Yarım saat süren duruşmada
Rosa, eyalet yasalarına karşı gelmekten dolayı suçlu bulundu ve 14 Amerikan
doları para cezasına mahkûm edildi. Artık Temyize gitmekten başka çare
yoktu.

Aynı gün öğleden sonra, Montgomery İyileştirme Birliği kuruldu. Başkan
olarak, Martin Luther King seçildi. Henüz 26 yaşında olan King'in burada
yaptığı konuşma -aynı zamanda yıldızının parlamasını sağlayan konuşma-
hafızalara bir daha hiç silinmeyecek bir şekilde kazındı. King, şunları
söylüyordu: "Bir zaman gelir, insanlar artık usanır. Bize uzun zamandır
kötü muamele edenlere ayrı tutulmaktan, küçük görülmekten usandığımızı,
baskının acımasız ayakları tarafından tekmelenmekten bıktığımızı söylemek
için bu akşam burada bulunuyoruz."

King konuşurken, sözleri alkışlarla sürekli kesiliyordu. Bu konuşmayı
böylesine unutulmaz yapan, önemle üzerinde durduğu şeydi: Her ne olursa
olsun, asla şiddete başvurmamak. "Bu problemimizi şiddete başvurarak
çözemeyiz. Şiddete karşı şiddetle cevap vermemeliyiz."

Konuşmanın sonunda, bilmeden boykotun başlamasına sebep olan Rosa, bütün
seyircilerin kendisini görebileceği bir yere çıktı, ama hiçbir şey söylemedi.
Söylemesine gerek de yoktu. Ayrımcılığına karşı orada dimdik duruyordu
-yakın bir gelecekte "sivil haklar annesi" olarak anılmaya başlanacağını
bilmiyor olsa da.

Şiddetten uzak bir boykot kilisede yapılan toplantıda bütün zenciler
ortak bir karara vardılar: Boykota, haklarını alıncaya kadar devam edeceklerdi.
Önceleri bu karar, ırk ayrımcılarını hiç rahatsız etmedi. Çünkü onlar
siyahların gitmeleri gereken yerlere, özellikle de işyerlerine geç kalmayı
daha fazla göze alamayacaklarını, boykota en fazla birkaç gün devam
edebileceklerini düşünüyorlardı. Oysa hiçbir şey sandıkları gibi olmadı.
Zenciler örnek bir dayanışma gösterdiler. Yine şehir içi otobüslerine
binmediler, yine bir araya gelerek taksi tuttular, yine yürüyerek veya
bisikletle işlerine gittiler...

Montgomery'de otobüslerle yolculuk yapanların yüzde 75'i siyahtı ve
boykota siyahların hepsi katılıyordu. Bu yüzden şehir içi otobüsleri
işleten firma kısa zamanda zarar etmeye başladı. Ama firmanın tutumu
da, eyalet kanunları da katıydı. İdareciler, boykota katılanların tamamının
fakir ve kalabalık ailelere mensup olduğuna, bu yüzden boykotun fazla
süremeyeceğine ikna edildiler. Günler haftalara, haftalar aylara döndü,
ama değişen hiçbir şey olmadı. Zenciler aynı kararlılıkla boykotu sürdürdüler.
Firma ise çareyi önce otobüs sayılarını azaltmakta, ardından da 10 cent
olan bilet ücretini 15 cent'e çıkarmakta buldu.




Diğer yazılar için tıklayın
|

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|