HRANT'IN ARDINDAN
Kardeşimiz "ABHARİK" Hrant Dink'in vicdansız bir namlundan çıkan "milliyetçi" kurşunlarla katlinin ardından ülkemizin sorunları katlanarak arttı, çözümsüzlük halkalarına yenileri eklendi ve belki de en önemlisi, kör-topal gelişen demokrasi ciddi bir yara aldı. "Milliyetçi" tutumun keskinleşmesi ile daha da belirgin hale gelen cepheleşme, sürdürdüğümüz mücadelede farklı bir boyut kazandı. Bu mücadelede minidev de bir taraf; demokratik, barışçı ve kardeşçe bir geleceğe karşı üstlendiğimiz sorumluluğun bir göstergesi olarak...

Bu bölümde dostlarımızın Ermeni sorunu, özelde de azınlık sorunlarıyla ilgili olarak kaleme aldıkları çalışmaları kamunun tartışmasına sunuyoruz.

Bu hafta, nihayet yargılama başladı. Vicdan sahipleri eski DGM binasının yanı başındaki Barbaros Meydanı'nda toplanıp "adalet" istediklerini, bu olayda varlığı kuşku götürmeyecek "derin" bağlantıların mutlaka açığa çıkarılıp sembolik de olsa mahkûm edilmeleri dileklerini haykırdılar. Dink ailesinden iki kişinin dilekçesini kabul eden mahkeme, saatler süren ilk yargı gününün ardından, ikinci duruşmayı 1 Ekim tarihine erteledi; Dink avukatlarının isteklerini dikkate aldı...

Rakel Dink'in ve Hrant'ın kardeşi Hosrof Dink'in mahkemeye verdikleri dilekçe metinlerini, duruşmanın başladığı gün yayınlanan Ahmet Altan'ın yazısını çok önemli uyarılar olarak değerlendiriyor ve dikkatlerinize sunuyoruz.