



Ana
Sayfa
Demokrasi
Dikkat Çekenler
Önce Demokrasi
AB Yolunda
Haklarımız
Savaşa Hayır
Sivil Toplum
Sivil Anayasa
Minidev'in Amacı
Kültür
K Dergisi
Kültür-Sanat
Çevre
Gey-Lezbiyen Kültürü
L.G.B.T.T Yazıları
Alternatif Tıp
Başucu Yazıları
Cinsel Yaşam
Doğan Cüceloğlu İle İletişim Dünyası
Farklı Renkler, Farklı Kültürler
Süryani Kültürü
Yahudi Kültürü
Ermeni Kültürü
Rum Kültürü
Diğer
Minidev'de yazmak ister misiniz?
Reklamlarınız İçin
İletişim
YAZARLAR
|

Ermenilerin
Kökeni
 |
Anadolu'nun
bugün halen yaşayan en eski kavimlerinden biri olan Ermenilerin
kökeni kimi kaynaklara göre Urartular'a kadar uzanır.
Tarihçilerin üzerinde uzlaştığı temel görüşlerden biri ise,
Ermenilerin, M.Ö. 700'lerde Fırat'ın doğusuna yerleşen Hint-Avrupa
kökenli Phrygialılar'ın bir kolunun, bölgenin eski
halklarının kalıntıları (Urartular, Hurriler) ve Kafkas kökenli
halklarla karışmasından meydana geldiğidir.

|
Çevreden gelen sürekli akınlarla yaşadıkları bölgede ayakta kalmaya
çalışan Ermeniler'in tarihi, bitmek bilmeyen bir devlet kurma
ve yitirme mücadelesini anlatır. Başta İranlılar, Romalılar,
Bizanslılar, Sasaniler, Araplar ve çeşitli Türk Beylikleri olmak
üzere pek çok ulusla savaşan, tarih boyunca çoğu zaman kendi toprakları
üzerindeki egemenliklerini yitiren Ermeniler, buna rağmen
dillerini ve kültürlerini yaşatmayı, kısaca var olmayı
becerebildiler.

Hıristiyanlık ve Ermeniler
Ermeniler, Hıristiyanlık'la ilk olarak M.S. 1.yüzyılda tanıştı.
İsa'nın havarilerinden Aziz Tadeos, Aziz Bartolomeos
ve takipçilerinin çabaları sayesinde o güne dek putperest olan geniş
bir Ermeni topluluğu Hıristiyanlığı kabul etti. Romalılar'ın buna
karşı çıkmasına, 197 ve 230 yıllarında, Anadolu'da yaşayan Hıristiyan
Ermeniler'i kırımdan geçirmesine rağmen Hıristiyanlığın Ermeniler
arasında yayılması durdurulamadı. Nihayet 301 yılında, Aziz Krikor'un
önderliği sonucunda 3. Dırtad, Hıristiyanlığı Ermeni Krallığı'nın
resmi dini olarak kabul etti.

Kutsal metinlerin Ermenice'ye çevirilmesi ihtiyacı, Aziz Mesrob'un
404 yılında Ermeni alfabesini yaratmasıyla sonuçlandı. Altın
Çağ olarak adlandırılan bir kültürel devrimin kapılarını açan
bu gelişme, Ermeni ulusunun ileride, çeşitli imkansızlıklar altında
bile varlığını koruyabilmesini sağlayan en önemli unsur
olacaktı.

451 yılında toplanan Kadıköy Konsili'nin kararlarını benimsemeyen
ve o tarihten bu yana Hıristiyanlık içerisinde bağımsız bir kol
olarak yaşamayı sürdüren Ermeni Kilisesi, bugün sekiz milyonu
aşkın üyesiyle, dünyada 50 milyondan fazla üyesi bulunan Kadim
Ortodoks Kiliseler ailesine mensuptur.

Bizans Başkentinde Ermeniler
İstanbul Doğu Roma İmparatorluğu'nun merkezi olduktan sonra, 360
yılında Ermeni Katolikosu (Başpatrik) 1. Nerses'in Yassıada'ya
sürüldüğü sırada başkentte küçük bir Ermeni cemaati zaten vardı.
Bizans İmparatorları 6. ve 10. yüzyıllarda Ermeniler'in İstanbul'a
göçünü teşvik ettiler.

Katolikos 2. Hovhannes (565-574), Persler'e karşı başarısız
bir isyandan sonra, birçok Ermeni soylusunun refakatinde İstanbul'a
sığındı. Ermeniler kendi dilleriyle ibadete başladılar, Bizans
ordusunda paralı asker olarak görev yaptılar ve imparatorluk
içinde yüksek makamlara eriştiler. İmparator Moris,
Mezizios, İmparator Filipikos-Vartan, Ardavazd,
Alexios Museles, Bardanes, Arsaber, Leo
V, İmparator Makedonyalı Vasil, Romanos-Lekapenos
gibi birçok Bizans yöneticisi, Sezar Bardas, Gramerci
Ioannis, Fotios ve Filozof Leo gibi bilim adamları
tamamen ya da kısmen Ermeni idi. Depremden zarar gören Aya Sofya'nın
kubbesinin onarımını üstlenen mimar, Ani'li bir Ermeni'ydi
ve Dırtad adını taşıyordu.

Osmanlı Döneminde İstanbul
Ermenileri
Ermeni cemaati ile yakın ilişki içerisinde olan Fatih Sultan
Mehmet, Bizans döneminde Batı Anadolu, Trakya ve Balkanlar'daki
Ermeniler üzerinde nüfuzu olan ve o tarihe dek Bursa'da bulunan
Ruhani Reislik makamını 1461 yılında Patriklik seviyesine
yükseltti. Müslüman bir Sultan'ın bir Hıristiyan Patrikliği'ni tesisi,
daha önce benzeri görülmemiş bir olay olarak tarihe geçti.

15. ve 18. yüzyıllarda, Kırım, Doğu Anadolu, İran ve Kafkasya'dan
birçok Ermeni İstanbul'a göç etti. Giderek genişleyen Osmanlı topraklarındaki
tüm Ermeni cemaatleri İstanbul Ermeni Patriği'ni milletbaşı
olarak tanıdılar.

İstanbul'daki ilk Ermeni matbaası, bir din adamı olan Apkar
Tıbir tarafından açıldı (1567). Bitlisli 9. Hovhannes Golod
İstanbul Patriği seçilince (1715) Ermeni cemaatinin yaşamında kültürel
bir rönesans başladı. Batı Ermenicesi grameri hazırlandı.
Ruhbanlık dışı ilk Ermeni okulu Tıbranots Kumkapı'da
öğretime açıldı (1790). İstanbullu'ların ilk Ermenice gazetesi,
Lro Kir Medzi Derutyan Osmanyan (Büyük Osmanlı Devleti Gazetesi)
yayımlanmaya başlandı (1832). İlk İstanbul Ermeni tiyatro kumpanyası
Hasköy'de perdelerini açtı (1858). 1850'lerin sonunda, Ermeni
okullarının sayısı yalnızca İstanbul'da 40'ı aşıyordu. Yayımlanan
Ermenice gazete sayısı ise 20'yi buluyordu.
 |
|
|
|

FARKLI RENKLER FARKLI KÜLTÜRLER

SÜRYANİ
KÜLTÜRÜ

YAHUDİ
KÜLTÜRÜ

RUM
KÜLTÜRÜ

ERMENİ
KÜLTÜRÜ

Ermenilerin
Kökeni

Bayramlar

Kiliseler

Kültür

Müzik

Yemekler

Aileler
ve
İnsanlar

Yazarlar

Merih
Akalın

Zehra Akdoğan

Cengiz Aktar

Uğur Alper

Orhan Bahçıvan

Dr. Arı Balcı

Rüstem Batum

Şabo Boyacı
 
Doğan Cüceloğlu

Şuayip Dağıstanlı

Dilek Dalaklı

Önal Demirci

Tuğrul Eryılmaz

Aynur Gedik

Dr. Mehmet Gürsel

Hakan Kuyucu

Sevin Okyay

Hakan Onum

Dr. Erhan Özer

Dr. Ender Saraç

Robert Schild

Cem Şen

Aykut Tankuter

Umur Talu

Anna Turay

Metin
Yahya Üster

Aret Vartanyan

Dr. Nesrin Yetkin

Erol
Yurderi
Servisler
YENI Okurdan

Bizi desteklemek
İster misiniz?

Yardım

E-posta

Favorilerinize
Ekleyin

miniDEV'i
Tavsiye Et

İletişim

miniDEV'i
Ana Sayfanız yapın
|